İnsanlar zaman zaman kendini üzüntülü, mutsuz, umutsuz ve çaresiz hissedebilmektedir. Yaşanılan sorunlar nedeniyle meydana gelen zorluklarla baş edilememesi yoğun bir üzüntüye neden olmaktadır. Hayatta üzücü olaylarla karşılaşılması normal bir olaydır. Ancak kişilerde beklenmedik anlarda ve herhangi bir neden yokken ortaya çıkan mutsuzluk ve çökkünlük halinin uzun sürmesi ve yaşam üzerinde olumsuz etkiler yapması depresyon olarak tanımlanmaktadır. Duygu, düşünce ve davranışları olumsuz yönde etkileyen bu durum hayattaki tüm alanları çöküntüye uğratmaktadır. Kimi zaman aylar süren bu durum bazen de yıllarca devam edebilmektedir.
Erkeklerin %10’unda kadınların %20’sinde görülmekte olan depresyon giderek artmakta ve erken ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Gelip geçici ve tedavi edilebilen bir rahatsızlık olmasına rağmen bu sorunu yaşayanların pek çoğu sorununun farkında değildir. Bu kişiler ise kolaylıkla tedavi olunabilecekken hem kendi hayatlarını hem de yakın çevresindeki insanların hayatlarını çekilmez bir hale getirmekte ve mahvetmektedir.
Nedenleri
- Ailede depresyon öyküsü olması
- İşten çıkarılma
- Yakın birinin ölümü
- Sevilen birinin ya da bir şeyin kaybedilmesi
- Boşanma, ayrılık ve terk edilme
- Kaza, hastalık, emeklilik gibi önemli değişiklikler
- İş yerinde yaşanılan zorluklar
- Alkol ve ilaç bağımlılığı
- Yoksulluk
Tedavi Yöntemleri
Antidepresanlar depresyon tedavisinde akla ilk gelen seçenek olmaktadır. Ancak etkili ilaçlar olmalarına rağmen herkeste tam anlamıyla etki sağlayamayabilmektedir. Bu ilaçlar mutlaka doktor kontrolünde alınmalıdır.
Bir diğer seçenek ise psikoterapilerdir. Depresyona neden olan olumsuz düşüncelerin ve davranışların tanınması ve olumlularıyla yer değiştirmesi amaçlanmaktadır. Depresyonu tetikleyen ve altta yatan kaygı ve sorunların nedenlerini çözümlemeyi ve kişilerin sorunlarıyla başa çıkmasını sağlayacak şekilde güçlü olmalarını hedeflemektedir. Kişilerin kendilerine zor gelen konularla yüzleşmesi bunalma ve korkuya neden olabilmektedir. Direnç gösterilmesi ve ara sıra kızgınlıkların yaşanması da sürecin normal bir parçasıdır. Bu süreçte karşılıkla saygı, güven ve gizlilik olmalıdır.
Elektrokonvülsif terapi, şok tedavileri genellikle ağır depresyon durumlarında ilaçların etkili olmadığı durumlarda yapılmaktadır. Beyine düşük voltajlı akım verilir. İntihara eğilimli olan yüksek depresyon hastalarında etkili olduğu söylenmektedir.
