Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezi, kaymağın üzerine sürüldüğünde lezzeti tarif edilemeyecek kadar güzel olan, limon ile karıştırıldığında şifa veren, güne zinde başlamamızı sağlayan bal, maalesef bilinçsiz ve sadece para kazanma düşüncesinde olan bazı üreticiler yüzünden, katkı maddeleri ile üretilerek satılmaya çalışılmaktadır. Bal yine soframızın vazgeçilmezi olmaya devam ediyor, ancak balımızın sahte olup olmadığını nasıl anlarız diye düşünmekteyiz.
Balın gerçek olup olmadığını anlamanın birçok farklı yolu var, ancak bunların birçoğu kesin sonucu vermemektedir. Bakarak, koklayarak, hatta tadarak bile gerçek olup olmadığını anlamak imkânsıza yakındır. Bu yüzden, Gıda Denetim Hattını (174) aramanın dışında uygulayabileceğimiz iki test mevcuttur. Birincisi, balı satın aldıktan sonra gerçekleştirilebilmektedir. Bal, normal şartlarda oda sıcaklığında, güneş görmeyen bir yerde korunmalıdır, ancak test edebilmemiz için balı bir ay süreyle buzdolabında bekletmemiz gerekmektedir. Gerçek bal, bu sürenin sonunda krem veya tereyağı kıvamına gelmektedir. İkincisi, saklama sıcaklığına göre bal şekerlenebilir, yani kristalleşebilir. Bu olay, gerçek balın doğasında vardır ve bu şekilde bir bal gördüğünüzde tereddüt etmenize gerek yoktur. Sahte bal, içeriğindeki katkı maddeleri sayesinde ilk görünümünü korur. Bu yüzden yanılgıya düşmemek gerekmektedir.
Hani derler ya, ucuz etin yahnisi yenmez diye; işte o düşünceyle yaklaşıp, içeriğinde katkı maddeleri olan balı yemektense, pahalı olana yönelmemiz içimizi biraz da olsa rahatlatacaktır. Ne de olsa her derde deva.