Dil ve Anlatım

Konusu 'Eğitim' forumundadır ve Nine tarafından 2 Ocak 2015 başlatılmıştır.

  1. Nine

    Nine Tecrübeli Üye www.pembeoje.com

    Dil ve Anlatım

    Sözcükte Anlam

    Gerçek Anlam : Kelimelerin herkesçe bilinen ve söylendiğinde akla ilk gelen anlamlarına gerçek (sözlük) anlamı denir.

    Mecaz Anlam : Sözcüklerin gerçek anlamlarından tamamen uzaklaşarak kazandıkları anlama mecaz anlam denir.

    Deyimler : Birden fazla kelimenin en az bir tanesinin gerçek anlamından uzaklaşıp mecaz anlamda kullanılmasıyla oluşan kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denir.

    Soyut Anlam : Duyu organlarımızla algılanamayan, fakat kavram olarak var olan sözcüklere soyut anlamlı sözcükler denir.

    Somut Anlam : Duyu organlarımızla algılanabilen sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir.

    Terim Anlamı : Bir bilim, meslek, sanat dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı ifade eden kelimelere terim denir.

    Dolaylama : Bir sözcükle karşılanabilecek bir varlık ya da kavramın birden fazla sözcükle karşılanmasına dolaylama denir.

    Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel) : Bir sözün başka bir sözün yerine herhangi bir benzetme amacı olmaksızın kullanılmasına ad aktarması denir. Örnek : Ortaokula giderken Kemalettin Tuğcu’yu okudum. Cümlesinde yazar adı söylenmiş, ama eserleri anlatılmak istenmiştir.

    Eş Anlam : Aynı kavramı karşılayan, anlamları aynı ya da birbirine yakın olan kelimelerin oluşturduğu anlama eş anlamlılık denir. (Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü)

    Zıt Anlam (Karşıt Anlam) : Nesne, durum, görev, iş, nitelik ve hareket bakımından birbirine karşıt kavramları karşılayan kelimelere zıt anlamlı kelimeler denir.

    Eş Seslilik (Sesteşlik) : Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu halde karşıladıkları anlamları farklı olan kelimelere sesteş kelimeler denir.

    Genel Anlam : Varlıkları ve kavramları toplu bir şekilde karşılayan kelimeler Genel Anlamlı kelimelerdir.

    Özel Anlam : Varlıkları ve kavramları sınırlı bir şekilde karşılayan kelimeler Özel Anlamlı kelimelerdir.

    Yansıma : Ses – Anlam ilişkisi güçlü olan, canlı – cansız birçok varlığın çıkardığı tabiat taklidi seslere yansıma sözcükler denir.

    İkileme : Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanmasına, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılmasına ikileme denir.

    Sözcüğün Yapısı

    Basit Sözcük : Herhangi bir yapım eki almamış ya da bir sözcükle birleşmemiş olan sözcüklere yapıları yönünden basit sözcük denir.

    Türemiş Sözcükler : Yapım ekleri alarak yeni bir anlam ve biçim kazanmış olan sözcüklere yapıları yönünden türemiş sözcük denir.

    Bileşik Sözcükler : İki ya da daha çok sözcüğün birleşip kaynaşmasından oluşan sözcükler yapıca bileşiktir.

    Ses Bilgisi

    Ünlüler (sesliler) : Ses yolunda herhangi bir engele uğramadan çıkan seslerdir. Ünlüler tek başlarına söylenebilen, tek başlarına hece ya da sözcük olabilen seslerdir.

    Büyük Ünlü Uyumu : Ünlü harflerin, kalınlık-incelik yönünden uyumudur.

    Büyük Ünlü Uyumuyla İlgili Kurallar :

    - Büyük ünlü uyumuna uymayan çok az Türkçe sözcük vardır.

    Örnek : ana (anne), alma (elma), kangı (hangi), karındaş (kardeş)

    - Büyük ünlü uyumuna aykırı sözcükler genellikle yabancı kökenlidir.

    Örnek : Silah, gazete, mevcut, insan

    - Sözcüklere eklenen ekler de genellikle bu kurala uyar Ancak Türkçe’deki altı ek büyük ünlü uyumuna uymaz.

    Örnek : akıl-lı, çimen-ler, çocuk-da, eviniz-de, yürü-yor, bakar-ken, akşam-ki, sabah-leyin, yeşil-imtrak, turunç-gil

    - Bileşik sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz. Örnek : Atakule, Kadıköy, Atasözleri

    Küçük Ünlü Uyumu : Bir sözcükteki ünlülerin düzlük-yuvarlaklık yönünden uyumudur. Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlülerden (a,e,ı,i) biri bulunuyorsa, diğer hecelerdeki ünlülerde düz olur.

    Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlülerden (o,ö,u,ü) biri bulunursa ikinci ve diğer hecelerde ya düz-geniş (a,e) ya da dar-yuvarlak (u,ü) ünlüler yer alır.

    Küçük Ünlü Uyumuyla İlgili Kurallar :

    - Dilimizde “o,ö” yuvarlak ünlüleri yalnızca ilk hecede kullanılabilir.

    Örnek : Uymayanlar : doktor, motor, otobüs

    Uyanlar : üzüm, kömür, soba

    - Yuvarlak ünlülerden biriyle başlayarak bir hecede “a,e” düz ünlülerine geçen bir sözcük, düz ünlüden sonra düz ünlü gelir kuralına göre “ı,i” düz ünlülerine de geçebilir.

    Örnek : böy-le-si-ni, oy-ma-cı-lık

    - Türkçe sözcüklerin öncelikle büyük ünlü uyumuna uyması gerekir. Büyük ünlü uyumuna uymadığı halde küçük ünlü uyumuna uyan sözcükler Türkçe sözcük olmaz.

    Örnek : misafir, tasvir, kalem

    - Büyük ünlü uyumuna uymayan “-ki” eki, yuvarlaşarak küçük ünlü uyumuna uyar.

    Örnek : dünkü, bugünkü

    UYARI : İki heceli olup orta hecelerinde “b,m,v” ünsüzleri bulunan kimi Türkçe sözcükler, bu ünsüzlerin yuvarlaklaştırıcı etkisiyle küçük ünlü uyumuna aykırı düşer. Örnek: Yağmur, çamur, kabuk, tavuk, kavun

    Ünsüzler (Sessizler) : Tek başlarına söylenemeyen, ancak bir ünlünün yardımıyla söylenebilen seslere ünsüz denir. Türkçe’de 21 ünsüz vardır.

    Ünsüz Harflerin Özellikleri :

    - Türkçe’de normalden kalın ya da ince okunan bir ünsüz yoktur.

    Örnek : rüzgar, kagir, lazım

    - Yansımaların dışında Türkçe sözcüklerin başında “c,ğ,l,m,n,r,z” ünsüzleri bulunmaz.

    - Türkçe sözcüklerde “j,f” ünsüzleri hiç kullanılmaz. Örnek : fare, jambon, jilet

    - Türkçe sözcükler iki ünsüzle başlamaz. Örnek : krem, spor, tren, plak, trafik

    - Bileşik sözcükler ve özel isimler dışında Türkçe sözcüklerde “n-b” sesleri yanyana gelmez.

    Örnek : İstanbul, Safranbolu, Sonbahar, Ambar, Kumbara, Perşembe

    Ünsüzler çıkarılırken ses tellerinde titreşimli olmalarına karşın, kimi ünsüzlerin çıkışında titreşim olmadığı görülür. Bu açıdan değerlendirildiğinde ünsüzler, sert ve yumuşak ünsüzler olmak üzere iki grupta incelenir.

    Ünsüz Benzeşmesi Kuralı : Sert ünsüzlerin (f,s,t,k,ç,ş,h,p) biriyle biten sözcüklere c,d,g yumuşak ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde, bu eklerin başındaki

    C, Ç ‘ye D,T’ ye G,K’ ye dönüşür.

    Ünsüz sertleşmesi kuralına aykırı yazımlar yazım yanlışı yaratır.

    Ünsüz Yumuşaması (Değişimi) Kuralı : Bir sözcük p,ç,t,k sert ünsüzlerinden biriyle biterken, bu sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde, sert ünsüzler yumuşayarak;

    p,b ‘ye – ç,c ‘ye – k,ğ ‘ye – t,d ‘ye dönüşür.

    Örnek : Balık balığın

    Kitap kitaba

    Ağaç ağacı

    Kağıt kağıdı

    Türkçe’de Meydana Gelen Ses Olayları:

    Ses Düşmesi : Kimi sözcüklerin çekimlenişinde veya türeyişinde, bir sesin düştüğü görülür.

    a) Ünlü Düşmesi : İki heceli olan kimi sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerinde bulunan ünlüyü düşürürler. Buna orta hece düşmesi de denir.

    Omuz um omzum oğul u oğlu

    Kahır ol kahrol seyir et seyret

    Ayır ıntı ayrıntı sıyır ık sıyrık

    Yalın ız yalnız yanıl ış yanlış

    b) Ünsüz Düşmesi : Bazı sözcükler, çeşitli etkilerle birleşirken sözcüğün sonundaki ünsüz harf düşebilir. Bu olaya ünsüz düşmesi adı verilir.

    Yumuşak cık yumuşacık sıcak cık sıcacık

    Yüksek l yüksel küçük l küçül

    Rast gelmek rasgelmek ast teğmen asteğmen

    Bazı bileşik sözcüklerin oluşumunda bir hece veya ses düşmesi meydana gelir.

    Ses Türemesi : Sözcükler kimi eklerle birleşirken zaman zaman araya başka yeni sesler girer. Türkçe’de ses türemesi olayına fazla rastlanmaz.

    Ses türemesi yaratan başıca durumlar;

    a) Ünlüyle biten sözcüklere, ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde, Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana gelemeyeceği için bu ünlülerin arasına “y,ş,s,n” ünsüzlerinden uygun olan biri gelir. Bu ses türemesine kaynaştırma da denir. Örnek :

    Oku-y-an okuyan

    Baba-s-ı babası

    Yedi-ş-er yedişer

    Elma-n-ın elmanın

    b) Yardımcı eylemle yapılan bileşik eylemlerde ad soylu sözcükte ses türemesi görülür.

    Örnek : his etmek hissetmek

    Red etmek reddetmek

    Bu sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde sözcüklerde aynı türeme ortaya çıkar.

    Örnek : Af-ı affı

    Had-i haddi

    c) Kimi sözcükler pekiştirilirken ses türemesi meydana gelir.

    Örnek : Yalnız yap-a-yalnız

    Sağlam sap-a-sağlam

    Dar-a-cık daracık

    Bir-i-cik biricik

    Ses Daralması : “a,e” geniş ünlüsüyle biten sözcüklere “-yor” şimdiki zaman eki getirildiğinde, bu geniş ünlüler daralıp değişerek “ı,i,u,ü” olur.

    Örnek : bekle-yor bekliyor

    Oyna-yor oynuyor

    “-ma,-me” olumsuzluk ekleri de “-yor” ekiyle birleştiğinde daralarak “-mı, -mi, -mu, -mü” olur.

    Örnek : gelme-yor gelmiyor

    Bakma-yor bakmıyor

    Ulama : Ünsüz harfle biten sözcüğün son ünsüz harfinin kendisinden sonra gelen ve ünlü harfle başlayan sözcüğün ilk hecesiyle birleştirilerek okunmasıdır. Örnek :

    Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

    Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

    Yazım Kuralları

    “ile” Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı: “ile” sözcüğü kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılırsa şu kurallara dikkat edilir :

    A) Ünsüzle biten bir sözcüğe ile getirildiğinde başındaki ” i ” sesi düşer ve ünlü uyumuna uyar.

    Örnek : Okulla ev arası yarım saat sürüyor. (okul + ile okulla)

    Erzurum’a kadar trenle gittim. (tren + ile trenle)

    B) Ünlüyle biten bir sözcüğe, ile getirildiğinde, başındaki ” i ” sesi ” y ” ye dönüşür, yine ünlü uyumuna uyar. Örnek : Buraya kendi ayağıyla geldi. (ayağı + ile ayağıyla)

    Silgiyle kalem istedi benden. ( silgi + ile silgiyle)

    “ki” nin Yazımı: “ki” eğer bağlaçsa;

    A) Genel olarak iki cümleyi bağlama görevi yapar. Örnek:

    Hava o kadar güzeldi ki kendimi hemen sokağa attım.

    1. cümle 2. Cümle

    Bir de baktım ki ortalıkta kimse kalmamış.

    1. cümle 2. Cümle

    B) Kişi ve işaret zamirlerinden sonra gelen “ki” de bağlaç olup ayrı yazılır. Örnek :

    Ben ki, Bizler ki, Durum o ki

    Kişi zamiri kişi zamiri işaret zamiri

    C) Bazı bağlaçlarla birlikte kullanılmasına karşı, kalıplaşmış “ki” ayrı yazılır. Örnek :

    Öyle ki, yeter ki, kaldı ki

    UYARI : “ki”, eğer bağlaçsa daima ayrı bir sözcük olarak yazılır. Ayrıca kendinden önce gelen sözcüğün ünlülerine uyum gösterip “kı” olmaz.

    Kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılan “ki” ler ise şunlardır :

    A) “de” durum ekinden sonra gelip addan sıfat yapan “ki” : Örnek : evdeki hesap, kafamdaki plan, yoldaki insanlar

    B) İlgi zamiri olan “ki” : Örnek : Seninki, sınıfınki, bizimki

    C) Bazı bağlaçlarla kalıplaşan “ki” : Örnek : Oysaki, mademki, halbuki, sanki

    D) Zaman bildiren sözcüklerden sonra gelen “ki” : Örnek : Dünkü, akşamki, az önceki

    “de,da” Bağlacının Yazımı:

    A) Genel olarak “dahi, bile” bağlaçlarıyla aynı anlamdadır. Bağlaç olup olmadığını anlamak için cümleden çıkarmayı deneriz. Cümleden çıkarıldığında, cümle yapısı bozulmazsa bağlaç olduğunu anlarız ve ayrı bir sözcük olarak yazarız. Örnek : Buraya kadar gelip de ona uğramamak olmaz.

    Sen de çok oldun artık!

    B) Bu bağlaç kendinden önce gelen sözcüğün ünlülerine kalınlık-incelik yönünden uyar. Örnek: Gençliğimizle birlikte umutlarımız da uçup gitti.

    Onu gördüyse de görmezlikten geldi.

    C) Kendinden önce gelen sözcük, sert ünsüzle bitse bile, bu bağlaç sertleşerek “te,ta” biçiminde yazılamaz. Yazılırsa yazım yanlışı ortaya çıkar. Örnek : Bu iş küçük te sen gözünde büyütüyorsun. (Yanlış)

    Bu iş küçük de sen gözünde büyütüyorsun. (Doğru)

    Bağlaç olan “de, da” ile, ad durum eki olan “-de, -da” karıştırılmamalıdır. “-de, -da” eğer ad ad durum ekiyse kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılır. Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı da yapısı da bozulur. Örnek : Bir süre sessizce yolda yürüdük.

    Çiçeklerin kökünde bir hastalık var.

    İki “de, da” üstüste gelirse birincisinin ad durum eki, ikincisinin bağlaç olduğu dikkate alınmalıdır.

    Örnek : Telefon ettim evde de yokmuş.

    “mi” Soru Edatının Yazımı:

    A) “mi” soru edatı, cümleye soru anlamı katsa da katmasa da kendinden önce gelen sözcükten ayrı yazılır : Örnek : O da bizimle gelecek mi?

    Gördün mü şimdi yaptığını!

    Konuşmaya başladı mı susmaz.

    B) “mi” soru edatı, ayrı yazılmasına karşın kendinden önce gelen sözcüğe, kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık yönünden uyum sağlar. Örnek : Okudun mu? Güzel mi? Akıllı mı?

    C) “mi” soru edatından sonra gelen zaman ve kişi eklentileri soru edatıyla bitişik yazılır. Örnek : Onunla sık sık görüşüyor musunuz?

    Olanları bilir miydi de?

    Tarihlerin Yazımı:

    A) Gün ve ay adları, yanlarında rakam olmadan yazıldığında, küçük harfle başlar. Örnek : Oğlum aralık ayının soğuk bir gününde doğdu.

    Önümüzdeki hafta, salı günü onu görmeye gidelim.

    B) Belirli bir tarihi gösteren ay ve gün adları her yerde büyük harfle başlar. Örnek : 1986′nın Mart ayında başladı göreve.

    Cumhuriyet 29 Ekim 1923 ‘te ilan edildi.

    C) Gün ve ay bildiren tarihler şu şekilde yazılabilir : Örnek : 4 Aralık 1996

    2.12.1996

    4/12/1996

    İkilemelerin Yazımı: İkilemeler daima ayrı yazılır ve ikilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına hiçbir noktalama işareti konulmaz. Örnek : Soruları düşüne düşüne çözmelisin. (Doğru)

    Yavaş, yavaş yerinden doğruldu. (Yanlış)

    Pekiştirmelerin Yazımı: Sıfatların başına gelerek onların anlamlarını pekiştirmeye yarayan ön ekler, daima sıfata bitişik yazılır. Örnek : Bembeyaz örtü (Doğru)

    Yapa yalnız adam (Yanlış)

    Sayıların Yazımı: Sayıların rakamlarla gösterilmesi ya da yazıyla yazılmasına ilişkin başlıca kurallar şunlardır :

    A) Herhangi bir anlatım türünde (roman, öykü, deneme, mektup) kesinlik anlamı önem taşımayan sayılar, yazıyla gösterilir. Örnek :

    Bu kitabı yazalı beş yıl oldu.

    Bahçede dört beş çocuk oynuyordu.
     
  2. hoşseda

    hoşseda Yeni Üye www.pembeoje.com

    Paylaşım için teşekkürler.
     
  3. April

    April Yeni Üye www.pembeoje.com

    Anlatımda dilin kurallarına uymak gerekir. Anlatımın kendi içinde farklı yöntemleri vardır. Anlatım kişiliğin bir göstergesidir. Çünkü her anlatıcı kendine özgü bir dil kullanır.
    İyi bir anlatımda bulunması gereken özellikler :
    • Anlatım açık ve net olmalıdır.
    • Dilin kurallarına uygun olmalıdır.
    • Karmaşık ve anlaşılması güç cümlelerden kaçınılmalıdır.
    • Dil sade, gösterişsiz ve süssüz olmalıdır.
    Anlatımda Açıklık : Anlatılacak halin ve olayın betimlenecek görünüşün, sezginin, dile getirilecek duygunun ve düşüncenin açık ve net bir şekilde belirmesidir. Anlatımın açık olabilmesi için virgülün kullanım yerine dikkat edilmelidir.
    • Gerekli yerlerde tamlayan kullanılmalıdır.
    • Yanlış karşılaştırmalar yapılmamalıdır.
    • Kelimeler anlamlarına ve dilin kurallarına uygun kullanılmalıdır.
    Anlatımda Akıcılık : Sözlü veya yazılı ifadenin hiç bir engele uğramadan akıp gitmesi ses akışını bozan söylenmesi güç seslere yer verilmemesi ve gereksiz söz tekrarlarından kaçınılmasıdır.

    Anlatımda Duruluk : Kelime ve cümle düzeyinde gereksiz ifadelere yer verilmemesi karmaşık cümle yapılarından kaçınılması gerekli yerlerde deyim ve terimlerin kullanılmaması ile oluşan bir anlatımdır. Kısaca duruluk gereksiz kelime, kelime grubu ve eklere yer verilmemesidir.

    Anlatımda Yalınlık : Metnin ve dil ifadesinin sade, gösterişsiz olması kullanılmayan söz ve söz öbeklerine yer verilmemesi söylenmek istenilenin kısa ve kesin ifadelere aktarılmasıdır.

    Anlatımda Özlülük : Duruluk ve yalınlıklarda ilgili olan bu kavram anlatılmak istenenlerin ayrıntıya girilmeden aktarılmasıdır.

    Anlatımda (İçtenlik) Doğallık : Anlatımda kişinin yapmacık olmadan, candan ve yürekten davranmasıdır.
     

Sayfayı Paylaş