Hasret Gültekin

Konusu 'Müzik' forumundadır ve laleler tarafından 4 Ocak 2015 başlatılmıştır.

  1. laleler

    laleler Tecrübeli Üye www.pembeoje.com

    HAYATI
    1 Mayıs 1971’de, Sivas’ın İmranlı kazasına bağlı Han köyünde, Süleyman ve Hacıhanım Gültekin’in (Nazire ve Güler’den sonra) üçüncü çocuğu olarak doğdu. Altı yaşında saz çalmaya başladı. On bir yaşında sahneye çıktı. Kadıköy Anadolu Lisesi’nden ikinci sınıfta ayrıldı. 1987 yılında, ilk çalışması “Gün Olaydı” adıyla Diyar Müzik Yapım tarafından yayımlandı. İlk resitalini Kadıköy Moda Sineması’nda 1987 yılında verdi.
    1989 yılında, “Gece ile Gündüz Arasında” adlı ikinci çalışması Saltuk Müzik Yapım tarafından yayımlandı. 29 Ekim 1989 yılında Hollanda Kültür Bakanlığı’nın daveti üzerine, “Genç Türküler” festivalinde Birsel Acar’la birlikte Türkiye’yi temsil etti. 1990 yılında aynı ülkede “Türk Haftası” etkinliklerine birçok sanatçı ile birlikte katıldı. Müzik yönetmenliğini üstlendiği resmi olarak ilk defa Kürtçe müzik yasağını delen “Newroz” adlı kaset, 1990’da önce enstrümantal olarak, sonra da Nilüfer Akbal ve Rıza Akkoç’un katılımıyla gerçekleştirildi. 1990 yılında, Şivan Perwer’in (Türkiye’de, resmi olarak Kürtçe müzik yasağını kaldıran) “Krivo” adlı karma kasetinin yayınlanmasına öncülük etti ve süpervizörlüğünü yaptı. 1991 yılında, “Rüzgarın Kanatlarında” adlı üçüncü çalışması Nepa Müzik Yapım tarafından yayımlandı. 1991 yılında Yeter Fırtına ile evlendi. Türkiye’nin dört bir yanında konserler verdi. Birçok Avrupa ülkesinde festivalllere katıldı ve konserler verdi. Aydınlık Gazetesi için; Ankara, İzmir ve İstanbul’da ProsEchos Grubu ile birlikte resitaller verdi. 2 Temmuz 1993’de, Sivas’ta Madımak Oteli’nde 35 insanla birlikte katledildi. 13 Eylül 1993’de oğlu, Roni Hasret Gültekin dünyaya geldi.

    Hasret Gültekin’in müzik yönetmenliğini ve müziklerini yaptığı kasetler dizini

    1988 Abuzer Karakoç, Hüseyin Aydın, Ali Ekber Eren’in de yer aldığı “BİTMEYEN TÜRKÜLER-Dostlar Muhabbeti”.
    1990 Gani Nar’ın seslendirdiği Kürtçe “JİYAN”.
    1990 Abuzer Karakoç’un seslendirdiği ve Avrupa’da yayımlanan “Alvar Deyişleri”.
    1990 Emekçi’nin seslendirdiği “Gül’e Barut Serdin mi?”
    1990 Nurşani’nin türkülerinden oluşan kaseti.
    1990 Lütfü Gültekin’in seslendirdiği “Karanlıkta Vurdular”.
    1991 “NEWROZ 2” isimli, Kürtçe sözlü türkülerden oluşan kaset.
    1992 Arif Sağ, Emekçi, Mehmet Koç, Emre Saltık, Talip fiahin, İhsan Güvercin’in de yer aldığı “Türküler Yalan Söylemez” isimli kasette üç eser seslendirdi.
    1992 Ahmet Arif’in şiirlerini besteleyen sanatçılar olarak, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Sadık Gürbüz, Esin Afşar, Rahmi Saltuk’la birlikte, Ahmed Arif’in anısına çıkan kasette yer aldı.
    Bir çok sanatçının kasetlerinde bağlama, cura ve şelpesiyle yer aldı.


    Siirleri

    bedrettin

    Yarin yanağından gayrı her şeye ortağız”

    Örneğin işe bak, ne cömertiz...

    Bin yıl önce, düşününce

    komünmüşüz kendimizce

    Ne demeli bu herife ?

    Bu cömertlik bu felsefe...



    Sahip çıkmak ileriliktir

    ve ki tarih lastiktir

    Çekmeli, yorumlamalı

    Dur, dur...

    Evet, evet

    Buldum, neden olmamalı ?

    (benden, duymuş olmayın)

    ibneler,
    Bedrettin’e sahip çıkın

    (sizi kayırıyor...)



    03.03.1989


    yunus a

    ve hiçbirini incitmeyerek,

    bu yolda olana

    çığ düşmez diyerek,

    görmeden dost eşiği

    ve nasıl sallarsa

    ana yavrusunun beşiğini,

    nenni nenni

    öyle...

    Nisan 1993

    bu gece canıma

    Bu gece

    ben giderim resmim kalır,

    belli ki bir hevesim kalır,

    gözüm arkada kalmaz,

    Seni göresim kalır..



    Sesim kalmaz,

    sözüm kalmaz,

    yarım kalır bir öykücük,

    bozulmuş bir tılsım kalır.


    Güze ulaşır vakit

    kurur dallar,

    ayaz kalır...

    Gece çöker baykuş öter,

    yaşanmamış bir yaz kalır.


    Söner içimdeki yangın,

    direnen kımıl, göğ ekinler,

    açar güneş,

    mevsim ilkbahara döner,

    yemyeşil bir tınaz kalır.


    Alacak renkler susar,

    ortada tek “beyaz” kalır.


    Çürür düzen zulüm biter,

    kar altında gülüm biter,

    vakit ulaşır yolum biter,

    birde yasak “adım” kalır.


    Toplatılır yazılarım,

    yakılır dizelerim,

    kurutulur gözlerim,

    geride genç ölüm kalır.

    1990

    HAYAT

    Peki öyle olsun hayat..

    Zannetme ki pes ettim.

    Kilonu tartarım kilonu.

    Satarım kilonu da,

    bırakmam onuru

    Haziran 1992

    Gökyüzünde bulutları ayırmıştım

    Berraklamıştım

    Göğe az, toprağa çok bakardım

    Derken geldi Hayyam

    ve Hayyam

    ve Ben

    Bizce muhteşem

    o insan yarası toprağı

    şarap döker, öper ve tepelerdik

    Hayyam...ustası işin

    Derdi yok sonu bu gidişin

    İyiydi, muhabbetimiz bitti

    Arada uçurum yarık

    ve derken o denli

    çıkageldi

    bir kıçı kırık

    ensesi benli...


    Mayıs 1991

    Dağların duman olduğu

    Suna’ya mı söylene”



    Suna kimdir yahu!

    Suna nedir?

    Hangi turnayı gözünden vurmuşum da

    haberindedir ?

    Ben ki kaf dağını

    ankaya paç etmişim

    Kuşum sekmez

    ve de bülbüle

    haracım sökmez



    Mayıs 1992
     

Sayfayı Paylaş