Tüm Yönleri ile Lazer Epilasyon

Konusu 'Lazer Epilasyon' forumundadır ve laleler tarafından 2 Ocak 2015 başlatılmıştır.

  1. laleler

    laleler Tecrübeli Üye www.pembeoje.com

    [​IMG]


    Vücuttaki kıllanmanın genetik olduğunu düşünebilir miyiz? Eğer böyle ise bu özelliğin hücrelerdeki gen yapısında var olması gerekir mi? Lazer Epilasyonla kıl köklerinin yok edildiği belirtiliyor. Bu durumda hücredeki genetik yapı kıl oluşturmak istemesine karşın kıl kökünün olmaması bir problem yaratır mı? Ya da vücut böyle bir durumda ne yapar?

    Vücuttaki kıllanmanın genetik olduğu konusunda haklısınız. Bundan kasıt, vücudun hangi bölgelerinde ve ne yoğunlukta kıllanma olacağı, tabi ki bir de kılların rengi. Bunlar ırk, cinsiyet, yaş gibi temel özelliklere bağlı olmanın yanında, anne ve babadan geçen genlerin özelliklerine göre de belirleniyor. Buna göre de, vücudun hangi bölgelerinde ve ne yoğunlukta kıl folikülü gelişeceği belirleniyor.

    Lazer epilasyon yöntemlerinde, folikülün altında bulunan kıl köküne doğrudan elektriksel uyarılar gönderiliyor ya da lazer ile bu hücrelere termal zarar veriliyor. Özellikle lazerli epilasyon, kıl büyümesinin aktif uzama evresi olan "anojen faz" adı verilen evrede yapılıyor. Herhangi bir zamanda, vücudumuzdaki kılların yaklaşık %85'i anajen fazda olduğu için bu evreyi yakalamak çok büyük bir sorun değil. Lazer Epilasyonun birden fazla seans halinde tekrarlanması, farklı evrelerde olan kılların da eninde sonunda anajen fazlarında yakalanarak yok edilmesi gereği.

    Lazer Epilasyon yöntemlerinin hedef aldığı diğer bir bölge de, kıl kökünün hemen altında yer alan ve folikülün canlılığının devamından sorumlu olan kök hücrelerinin bulunduğu bölge. Buradaki kök hücreler de yok edildiği için, her ne kadar genetik bilgide o bölgede kıllanma şifreli de olsa, bunu oluşturacak kök hücrelerin eksikliği nedeniyle vücut yeniden kıl oluşturamıyor. Deniz Candaş (Kaynak Tübitak)

    NASIL ETKİ GÖSTERİR
    Lazer, Selektif Foto-Termoliz (ışık ısısıyla seçici tahrip) adi verilen bir mekanizma üzerinden etki gösterir. Deriye lazer atışı yapıldığında, ışık milisaniyeler içinde deriden emilmeksizin geçer ancak kıl kökü ve kıl gövdesi tarafından emilir ve kıl kökü içinde yüksek isi meydana getirerek kıl kökünün tahrip olmasına yol açar.

    LAZER VÜCUDUMA HASAR VERİR Mİ?
    Lazer çoğu zaman radyasyon gibi değerlendirilip sağlığa zarar vermesinden gereksiz yere korkulmaktadır. Oysa lazer ile radyasyon arasında bir ilişki yoktur. Lazerin deriye uygulanması sırasında deri altındaki doku ve organlara herhangi bir etkide bulunduğuna dair bir bulgu da gözlenmemiştir. Esasen, çok güçlü lazer epilasyon lazerleri ile dahi, etkili dozlarda ancak kıl kökü seviyesine dek ulaşabilir.

    İşlemler Acı verir mi?

    Lazerlenen kıl kökü tahrip olurken, paket lastiğinin cilde çarpmasıyla meydana gelen acının benzeri bir his algılanır. Bu kaçınılmazdır. Vücudun bazı bölgeleri daha duyarlı olduğundan, doğal olarak bu bölgelerde his daha güçlü olabilir. Ancak lazer soğutucu ile birlikte kullanılmakta olduğundan derinin ısınmasına bağlı bir ağrı-acı meydana gelmez. soğutucu, işlem sırasında lazer atisi öncesi-atış sırası ve sonrasında deriyle sürekli temas halinde tutularak işlem bölgesini soğutur ve deri üst tabakasını lazerin ısısından korur. soğutucu sayesinde kıl kökündeki reaksiyon da nispeten az hissedilir. Örneğin dudak üstündeki ince tüyler lazerlenirken bir şey hissetmezsiniz. Tedaviler sırasında herhangi bir lokal anestezik ya da ağrı giderici gerekmez.

    Lazerli epilasyon hangi bölgelerde uygulanır?

    Lazer, bütün vücuda uygulanabilir. Yüz, ense, boyun, kulaklar, kaslar, kol, koltukaltı, bacak, göbek, kalça, sırt, omuzlar, belde uygulandığı gibi, göğüs, meme, bikini çizgisi gibi hassas bölgelerde de tehlikesizce uygulanabilir.

    Bir İşlem Ne Kadar Sürer?

    Bu işlem yapılan bölgenin genişliğine göre değişir. Örneğin dudak üstü 1 dakikada biterken sırt 1-2 saat sürebilir.

    Kaç Kez Yapılır?

    Lazer kıl köklerine gelişme dönemlerindeyken etki eder. Dinlenme dönemindeki bir kök lazerden ötürü geçici bir süre için baskılanabilir ancak tahrip olmaz. Belli bir zaman diliminde tüm kil kökleri birden büyüme döneminde olamayacağından, bütün kökleri yok etmek için de tek bir tedavi yetmeyecektir. işlemler, kökler büyüme fazına girdikçe, 4-6 hafta aralıklarla ya da tüyler çıktıkça yapılır. Toplam işlem sayısı vücut bölgesine göre değiştiği gibi, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, hormonal profil gibi özelliklerinize bağlı olarak da farklılıklar gösterir. Tedavi amacınızı doktorunuza bildirdiğinizde size göre uygun bir tedavi şeması ayarlanacaktır.

    Tedaviden sonra deride ne gibi bir değişiklik gözlenir?

    Bazı ciltlerde pembelik veya kızarıklık olabilir ve çok kısa bir süre sonra yok olur (yaklaşık 0.5-1 saat arası gibi). Ancak güçlü bir soğutucu ile birlikte kullanılan lazerlerde, işlem sonrası pembelik-kızarıklık hemen hemen hiç görülmez.

    Tedaviden sonra yapmamam gerekenler nelerdir?
    Tedaviden sonra hemen günlük yaşantınıza dönebilirsiniz.

    Tedaviden sonra losyon-krem kullanımı gerekli midir?
    Deride kızarıklık meydana getiren lazer işlemlerinden sonra koruyucu olarak bir takım kremler kullanmak gerekli olabilir ancak kızarıklık oluşmayan bir tedaviden sonra herhangi bir koruyucu krem uygulamasına da gerek kalmaz.

    Yüze uygulanan bir tedaviden sonra makyaj yapılabilirmi?
    Deride kızarıklık meydana getiren bir lazer tedavisinden sonra kimi makyaj malzemelerinin kullanımı sakınca yaratabildiği akılda tutulmalıdır ancak kızarıklık oluşmayan bir tedaviden sonra işlem gören bölgeye makyaj malzemeleri rahatlıkla uygulanabilir.

    Lazer tedavileri sırasında güneşe çakmak sakıncalı mıdır?
    işlem sırasında cildinizde kızarıklık meydana gelmişse güneşe çıkmaktan sakınmalısınız. Zira deride kızarıklık meydana getirebilen lazerlerle işlem görmeden önce ve işlemden sonra güneşe çıkmak son derece zararlı olabilir. Bu nedenle tedavi süresince güneşten sakınmak tavsiye edilir.

    Lazer uygulamasından sonra İşlem bölgesindeki tüylere ne olur?
    İşlemden sonraki 3 gün içinde lazerlenmiş olan tüyler yavaş yavaş yüzeye çıkar ve dökülmeye başlarlar. Tüylerin yüzeye çıkması yeniden büyüme olmayıp, köklerin içindeki tüylerin dökülmeleri için gereken bir süreçtir. Dökülme tamamlandıktan sonra o bölgede birkaç hafta süreyle yeni tüy çıkmaz. Yeni tüyler çıktığı zaman ise yeni seans zamanı gelmiş demektir.

    Lazer İşlemlerine başlamadan önce ne yapılması gerekir?
    Yapmanız gereken bölgeye göre değişen 2 haftadan 6 haftaya kadar bir süre boyunca sarartıcı veya cımbız/ağda kullanmadan beklemektir. Bu sürede uzayan tüyleri isterseniz kesebilirsiniz. Tüy dökücü kremler köklere islemediğinden lazerden önce kullanılmalarında sakınca yoktur. Zira isleme başlamak için tüylerin uzun olmaları gerekmez, köklerin tüy çıkarmış olması yeterlidir. Kesme işlemi için makas ya da isterseniz jilet de kullanabilirsiniz, bir sakıncası yoktur. Jilet hiç bir zaman kökleri güçlendirmeyecek, ayva tüylerini kalınlaştırmayacaktır. Sadece, jilet ya da makasla kesme sonrasında tüylerin ucundaki zayıf ve ince kısım kesildiğinden dipte kalan nispeten kalın kısım kendini gösterecek, bu görünüm ise tüylerin kalınlaştığı seklinde bir göz aldanması yaratacaktır. Oysa, aslında tüyün kalitesinde bir değişiklik meydana gelmemektedir. Tabii, isterseniz hiç bir şey yapmadan da bekleyebilirsiniz.

    Sonuçlar Kalıcı mıdır?br /> Hormonal nedenli tüylenme vakalarında yeniden bir hormonal düzensizlik meydana gelecek olursa yeniden tüylenme artışı görülmesi tabiidir. Bunları bir tarafa bırakacak olursak, günümüzün gelişmiş yüksek güçteki lazerleriyle etkin dozlarda yapılan bilinçli tedavilerde bir bölgede bitmiş bir tüylenmenin yeniden başlaması olası görünmemektedir. Ancak bazen, lazer işlemleri bittikten bir yıl sonra o bölgede bazı tüyler çıktığı görülebilir. Gerçi bu tüyler tedavi öncesi sıklıklarında ve kalınlıklarında değillerdir. Lazerle tüy giderme tedavi ilkelerini gözden geçirecek olursak; etkili bir lazer tedavisinde her bir seansın sonucu kil köklerini sayıca azaltmak seklinde kendini göstermektedir. Bu azalmanın oranı kişiden kişiye değişir ancak her durumda, devam eden tedavilerde azalma da devam eder. Bu sırada, kil köklerinde sayıca azalmanın yani sıra zayıflama da meydana gelir. zayıflamış kökler ise ancak çok uzun süren dinlenme dönemlerinden sonra büyüme dönemine girebilirler. Bu da tedavinin ilerlemesiyle birlikte tüy çıkması için gereken sürenin uzaması anlamına gelir. Dolayısıyla belli bir seansın sonuncu seans olup olmadığını anlayabilmek için sonuncu işlemden sonra 1 yıl beklemek gerekebilir.

    Erkekler için Lazerli Epilasyon
    Lazer Epilasyon uygulamalarının bayanlara özgü bir yaklaşım olduğu sanılır, ancak erkekler arasında da lazer epilasyon yaptıran, ağda kullanan kişi sayısı yabana atılmayacak sayıda fazladır.Tek fark, erkekler bunu kadınlardan daha gizli saklı yaparlar.

    Erkeklerin en sık talep ettiği bölgeler özellikle sırt-omuz, göğüs,boyun- ense ve elmacık kemikleri üstü sakallardır. Erkeklerde lazer epilasyon uygulamaları kadınlardan çok az farklılık gösterir, temelde etki mekanizması aynıdır. Melalinden zengin kıl kökü hücresinin, cilt üzerinden uygulanan lazer enerjisi ile yakılıp yok edilmesi prensibine dayanır.

    Erkekler, lazer epilasyon uygulamalarında kadınlara göre bazı avantaj ve dezavantajlara sahiptirler.Avantajları, erkeklerin daha kalın ve koyu renk kil köklerine sahip olmaları nedeniyle, lazere çok iyi yanıt verirler ve çok daha basarili sonuçlar alınabilir.İkinci olarak erkekler, bayanlar kadar mutlak kılsız bir cilt istemediklerinden daha az sayıda seans uygulamakla tatmin edici sonuçlar almak mümkün olmaktadır.

    Erkeklerin dezavantajı ise yapıları gereği yüksek erkeklik hormonları nedeniyle sürekli yeni kıl üretimi yönünden baskı altında olmalarıdır. Bu durum uzun vadede lazer epilasyonun etkisini azaltarak revizyon uygulamalarını zorunlu hale getirebilmektedir.

    Erkeklerde kalın ve melalinden zengin kıl kökü hücrelerinin varlığı, lazer enerjisinin burada daha fazla yoğunlaşmasını ve daha yüksek ısıi enerjisi açığa çıkmasına neden olurken, bu ısı enerjisinin sebep olduğu ağrı acı hissi de kadınlara göre daha yoğun olarak yaşanmaktadır.
     

Sayfayı Paylaş