Midenizden boğazınıza kadar müzik eşliğinde su dansı yapan bir fıskiye gibi suyun aşağı yukarı çıkması, kalp ritminizin sürekli artış göstermesi, sık sık depresyon, sık sık sinir halleri yaşama ve daha birçok hastalığın sebebi; Stres!
Bedende bir miktar stresin bulunmasında bir sakınca yoktur. Sonuçta insan bir damla su ve bin telaşla yaratılmıştır. Heyecan dolu anların tatlı telaşı deyince stres sevimli gibi bile görünebiliyor ancak iç huzursuzluğumuz bedenimizle birleşince ve bu durum uzun süreçli oluyorsa işte stresin sıkıntılarını o zaman yaşayabiliriz. Baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, mide krampları, uyku bozuklukları, depresiflik, panik atak, saç dökülmeleri stresin yarattığı etkilerdir dersek abartılı olmaz. Verem ve kanserin çıkış kaynağı olarak karşımıza çıkabilir.
Stres anında vücudun çalışma şekli değişir. Karaciğer kana şeker üretimini arttırır, sindirim yavaşlar. Kaslar, beyin stres durumunu fazla kullanır ve bu durum uzun süre devam edince tahribatlar artar. Kalpte çarpıntı, yutkunmada zorlanma ve vücut direncinin düşmesi görülmektedir. Bu stres hali uzadıkça kaslar ve kemiklerde kayıplar artar bu da şeker hastalığına sebep olabilir. Stres hormonunun da kan şekerinin dengesini bozduğunu unutmamak gerekmektedir.
Bu durum tersine çevrilebilmektedir. Çay, kahve, kola gibi içeceklerden uzak durulması, insanların kendisine zaman ayırması, spor yapılması, stresli durumlardan uzak durulması gerekmektedir. Bunun tek başına üstesinden gelinemiyorsa doktor eşliğinde kalıcı çözümler bulunması gerekmektedir. Kedi otu, melisa, papatya çayları ilk akla gelen, insanı yumuşatan bitkilerdir.