Yüksek glisemik indeksli yiyecekler, düşük olanlara göre tokluk kan şekeri ve yemek sonrası 2 saatlik kan şekerinde daha çok artışa neden olmaktadır. Nişasta barındırmayan polisakkaritlerden oluşan düşük glisemik indeksli karbonhidrat ağırlıklı olan diyet pek çok kişi ve kurum tarafından desteklenmektedir.
Glisemik indeksi düşük olan gıdalarla beslenmesi ile insülin hormonunda azalma ve enerji artması oluşmakta ve bununla beraber yağ depolanması azalmakta ve mevcut yağlar yakılmaya başlamaktadır. Sonuçta ise kilo kaybı oluşmaktadır. Düşük glisemik indeksli beslenme kilo kaybını 2 mekanizma ile gerçekleştirmektedir. Bunlar
- Doygunluğu artırmak
- Yağların yakılmasını artırmak
Düşük glisemik indeksli olan gıdalar yüksek olan gıdalara göre daha uzun süre tok tutmakta ve bu nedenle de sonraki öğünlerde daha az yenmesini sağlamaktadır. Diğer diyetlere göre glisemik indeks diyetinden faydalı sağlanmasının nedeni ise insülin direncini kırmasıdır. 1200 kalori altında diyet yapmak insülin direncini artırmakta ve kilo aldırmaktadır. Kilo vermek için ise acıkma ve tatlı tüketiminin önlenmesi gerekmektedir. Bu ise glisemik indeksli gıdalar sayesinde mümkün olmaktadır.
Düşük Glisemik İndeksli Beslenme
- Yemek sonrasında oluşan uyku hali, öğleden sonra oluşan enerji kaybı ve halsizlik hissi yok olmaktadır. Enerji kayıpları ve halsizlikler yemek sonrasında oluşan insülin ve şeker dalgalanmalarından kaynaklanır. Beyne yeterli glikoz gönderilerek konsantre olunmakta ve yorgunluk hissi ortadan kalkmaktadır.
- Tip 2 diyabet, tansiyon, kalp hastalığı, depresyon ve bazı kanserler önlenmektedir.
- İyi bir şekilde uyunabilmektedir.
- Acıkma nöbetleri önce azalır daha sonra ise ortadan kalkar.
Faydalı Olduğu Gruplar
- Kilolular ve obez kişiler
- Tip 1 ve 2 şeker hastaları
- Gebelik şekeri olanlar
- Prediyabet
- Kan şekeri düşük olanlar
- Trigliseridi yüksek olanlar
- Metabolik sendromları olanlar
- Polikistik over sendromu
- Yağlı karaciğer
- Gözdeki makula dejenerasyonunun önlenmesi
