Bir lider düşünün ki bir daha ayağa kalkamaz denen, bir daha hayat bulmaz denen bir milleti ayağa kalkmasını sağlamış, bir askeri için tüm dünyayı ayağa kaldırmış, vatan toprağı için hayatını hiçe saymış bir insan. Tüm dünyanın önünde saygı ile eğildiği, günümüzde bile hala Atatürk ilkeleriyle hayatını sürdürmeye çalışan insanlar hatta insanları bırakın devletler karşımıza çıkarmış. Dünya lideri olma sıfatını kazanmış bir lider düşünün.
Vatanı için silah arkadaşlarıyla beraber canı pahasına en ufak toprak parçasını bile savunmuş, her bir askerini neredeyse ayrı ayrı düşünmüş bir komutan, bir asker, bir devlet adamı, bir kanun adamı düşünün. Her dediği her zaman günü gelince meydana gelmiş, bir devletin, bir ülkenin düşmanının hem içerde hem dışarıda nasıl olacağını öngörüleriyle tespit edip buna göre davranmış ve yoktan bir ülke, bir vatan meydana getirmiş bir lider düşünün.
Öyle bir lider düşünün ki, vatanının, halkının çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması için elinden geleni yapmış, Cumhuriyet denen o güzel yönetim şeklini getirmiş ve halkının rahat ve huzur içinde yaşamasını sağlamış bir lider düşünün. Halkının saygı ve sevgi ile önünde eğildiği, hiçbir konuda kendisini düşünmemiş ve hayatını sadece vatan topraklarına ve bu vatanın gerçek sahiplerine adamış bir ülke adamı, bir halk insanı düşünün. Kendisini hiçbir zaman Türk insanından üstün görmemiş, her zaman halkının yanında ve bu vatanın en ücra köşesinde bile kendisine saygı gösteren, sevgi besleyen insanların yanında yer almış bir lider düşünün.
Yıl 1881 böyle bir insan Selanik’te dünyaya geldi ve vatanının her bir parçasını canı gibi sevdi. Hayatını hiçe sayarak her anını vatanının özgür kalması, Cumhuriyet sahibi olmasını istedi. Hiçbir zaman köleliği kabul etmedi ve vatanının özgür, insanlarının özgür olmasını sağlamak için silah arkadaşları ve kahraman Türk askeriyle birlikte gözünü bile kırpmadan vatanını savundu. Yıllar sonra tam da vatanı ve Türk halkı için yaptığı bunca işten sonra kendisine dikkat etmemesi ve sağlığını hiçe saydığı zamanlarda kim derdi ki vatanından ve sevdiği halkından ayrılacağını. Yıl 1938 ve bu dünya lideri, bu muhteşem insan, aramızdan ayrıldı. 10 Kasım 1938 saat 09.05’te hayata gözlerini yuman Türk dünyasının bu eşsiz muhteşem insanı aramızdan alışını gözlerimiz yaşlı anarız. Ama hiçbir zaman bu büyük Türk’ün aramızdan ayrılışını kabul etmedik. Her zaman kalbimizin en derin en güzel yerinde saklı olan Atatürk sevgisi hiçbir zaman tükenmeyecek.
Ne mutlu ki en küçüğünden en yaşlısına kadar hiçbir insan Atatürk’ün çizdiği yoldan ayrılmadan Cumhuriyet’in izinden gitmeye devam edecek. Dünya lideri sıfatını hiçbir zaman kaybetmeyen lider Mustafa Kemal Atatürk her sene 10 Kasım’da gözümüz yaşlı anacağız ama sevgisi ve ona duyulan saygı hiçbir zaman silinmeyecek. Atamızın dediği gibi:
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Mustafa Kemal Atatürk ‘ün birbirinden eşsiz fotoğraflarının yer aldığı albümünü incelemek için TIKLAYINIZ
