Kanser hastalığının görülme oranı günümüzde ne yazık ki oldukça artmıştır. Yüzyıl öncesinde kanserden ölen kişilerin oranı binde birin altındaki iken bugün bu sayı büyük bir artış göstermiştir. Günümüzde ise İngiltere’de her üç kişiden birinde yaşamlarının herhangi bir evresinde kanser teşhisi konulmaktadır. Bunun yanı sıra her dört kişiden biri de kanser nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Kullanılan modern tıp tekniklerine rağmen kanserle savaşta başarı elde edilememiş, ancak bu durumun gerçek sebebi de göz ardı edilmektedir. Bugün kanser için kalıtımsal yatkınlıktan bahsedilmekte ve bu durumun genetik etkiyle olduğu düşünülmektedir.
Günümüzde kanser vakalarının %5 ile %10’unun hatalı genlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Yukarıda da belirtilen kalıtımsal yatkınlıktan kaynaklansaydı yüzyıl önceki vakaların görülme sayısı bugünden 250 kat az olamaz, günümüzdeki sayılarla aynı olurdu. Bu durumda iddia edilen bu görüşün hatalı olduğunu göstermektedir. Ancak modern tıp endüstrisinin en karlı dallarından biri haline gelen bu hastalığın tedavisindeki görüşün hatalı olduğu bilinmesine rağmen itiraf edilmemektedir. Kullanılan geleneksel tedavilerde kanser kökenini oluşturan kan kirliliğini artırmakta ve hastaların yaşadığı durum daha zorlaşmaktadır.
Toksinlerin Etkisi
Dış kaynaktan aldığımız toksinler vücudumuzda birikmekte ve zamanla iltihaplanmaktadır. Bu durumda doku ve kan kirliliği nedeniyle kansere sebep olan mikroorganizmaların ihtiyaç duyduğu hipoksi ve asidoz ortamın yaratılmaktadır. Kanserin çözümünde ilk önce kanserin oluşumuna izin veren ve birikerek artmakta olan doku kirliliğini temizlemek ve bu sisteme su, yiyecek, duman, hava, ilaçlar ve diğer tüm dış kaynaklarla girecek olan toksit atıkları engellemek olmalıdır. İnsan vücudunda dış kaynakların neden olduğu bu kirlenmeyi engellemenin günümüzde bir yolu bulunmamaktadır ancak alınacak bazı basit koruyucu önlemler ve beslenme alışkanlıkları ile bu risk azaltılabilmektedir.
Detoks Etkisi
Henüz araştırma aşamasında olan detoks ile kanser tedavisinde iyileşme elde edilebilmektedir. Hayati organları geri dönüşü olmayan zarar vermeden önce fark edilen kanser hastalığı için genellikle radyasyon, kemoterapi ya da radikal ameliyatlar gibi yıpratıcı müdahalelere gerek duyulmadan kolon yıkama, oruç tutma, çiğ sebze ve meyve suları, bitkisel ve besleyici olan destekleyiciler, detoks beslenme terapileri, kan ve dokuların alkalik yapılması ve oksijenle beslenme ve kullanılan diğer bütünsel detoks yöntemleri ile tedavi edilebilmekte ve iyileşme sağlanabilmektedir.